
ZEKERİYA HOCA ESENLER BAŞKAN ADAYI
Esenler’in DSP adayı Zekeriya Beyaz ile seçilme
olasılığı ve seçildiği takdirde yapabileceklerini ve
merak edilenleri kendisine sorduk. Sözlerine
Esenlerde olmayanları sayarak başladı.
Öncelikle hayırlı olsun adaylığınız.Neden Belediye Başkan adaylığına gerek duydunuz?
Uzun zamanlardan beri Esenler de oturuyorum. 30 seneyi buldu. Esenlerin sorunlarını biliyorum. Bilmekten öte yaşiyorum. Evet büyük sorunları var. Yakında da fakülteden emekli ayrıldım. Bu defa komşular, çevre ciddi bağlamda talepte bulunuyorlar. Teşvik ettiler. Teklif ettiler. Artı kendimi sorumlu hissettim. Tamam dedim bende. Böylece aday olmuş oldum.
Bir imam hatip mezunu olarak neden bir sol partidesiniz?
Türkiye’de, bu Sovyetler Birliğinin dağılmasında sonra ve sosyalizmin, komünizmin iflasından sonra, sol veya benzeri konumlar bitmiştir. Marksist, feminist bilmem ne anlamına sol bitmiştir. Ecevit’te bunu taa zamanında gördüğünden dolayı, sosyal demokrat, demokratik sol değil, sosyal demokrat nağme hazırladı. Sosyal demokrasi nedir? Fakiri, işçiyi, köylüyü koruyan, kollayan, manevi değerlere, tarihi değerlere, milli değerlere bağlı bir anlayış. Dolayısıyla bu anlayış bizim genel ulusalcı, milliyetçi inancımıza aykırı değil. Onunla bütünleşen bir anlayıştır. O bakımdan yadırgamadık. Zaten rahmetli Ecevit’te bu partiyi kurarken, o türlü bir şey sapkınlıklara müdahale etmek üzere kurmuştur. Marksist, feminist, komünist o türlü şeylerle mücadele edecek, milli değerlere, dini değerlere, ahlaka bağlı, fakirin haklarını koruyan, öksüzü, yetimi koruyan, sosyal demokrasiyi ekonomik manada esas alan bir partidir. Bir diğer yönüyle de bu parti kirlenmemiş, yolsuzluklarla, anormalliliklerle lekelenmemiş bir guruptur. Ulusalcı bir guruptur. Bizim yapımıza son derece uygun. Dolayısıyla arkadaşlarla düşündük taşindık burayı uygun gördük.
Siz mi tercih ettiniz? Onlar mı teklif etti?
Onlarda talep etti. Bizde talep ettik. Karşilıklı oldu yani her şey.
Esenler’de yaşayan biri olarak Esenler’in en büyük sorununu ne olarak görüyorsunuz?
Esenler mi? Esenler’in sayısız sorunu var. Esenler’de 15 seneden beri belli bir parti, aynı kişi belediye başkanı görev yapıyor. Bunlar Erbakan’ın partisi, daha sonrada AKP’nin görevlisi olarak görev yaptılar. 15 seneden beri Türkiye’de şehirleşme adına çok gelişmeler oldu. Ama Esenler’de gelişme değil aksine gerileme oldu. Esenler şu anda yollar ilçesidir. Belediye Başkanlığı seçimi yapacağız ama Esenler’de bir Belediye Başkanlığı binası yoktur aslında varda o bildiğiniz kiralıktır. Esenler’de Kaymakamlık, Milli Eğitim Müdürlüğü, Müftülük, Tapu Müdürlüğü, Nüfus Müdürlüğü hiç birisinin binası yoktur. Hepsi birer odaya sıkışmıştır onların. Esenlerde bir itfaiye yoktur. Esenler’de bir Devlet Hastanesi yoktur. Esenler’e Devlet Hastanesi yapıyoruz diye götürüp Başakşehir’e yapmışlardır. Esenler’de bir çay bahçesi, park, çocuk parkı yoktur. Esenler’de şu dar caddenin dışında cadde yoktur. Esenler’de sınıflarda, ilköğretim sınıflarında 70-80 kişi okuyor çocuklar. Bir sırada 3-4 kişi oturuyor. Okul yoktur. Okul yapacak yer yoktur. Kaymakamlık yapacak yer yoktur. Okul yapılacak yerlere de izin verilmiş bina yapılmıştır. Dolayısıyla Esenler son derece büyük bir köy haline dönmüştür. 560 bin nüfusu olan Esenler’in hiçbir devlet yatırımı yoktur. Büyükşehir yatırımı yoktur ve bununla beraber ilçe belediyesinin hiçbir atılımı yoktur. Esenler’e 15 senedir bir umumi tuvalet daha yapmamışlardır . Ayrıcada 40 trilyonda borcu vardır Esenler Belediyesinin. Bütçeden de çarçur etmişlerdir. Büyükşehir Belediyesi Esenler’e 317 trilyon yatırım yaptığını söylüyor. Bunun hiç birisi burada değil. Başakşehir’e yapılmıştır. Esenler’e diye gösterilmiştir. Yahut Esenler dışındaki çevre yollarına yatırım yapılmış, yollar açılmış, düzeltilmiş. Esenler’e yatırım yaptık denilmiştir. Dolayısıyla Esenler’e hiçbir şey yoktur. Esenler bir işsizler ordusunun yatak yeridir. Demek ki sadece yoklular değil, gelişmemek değil, bir de Esenler eski imkânlarını kaybetmiştir. Esenler’in bir Davutpaşa kışlası vardır. Türkiye’nin her tarafında askeri kışlalar şehrin kenarında idi. Şehirler büyüdü kışlalar şehrin dışında kaldı. Sonra askerler daha uzak yerlere çekildiler. O kışlalarda şehrin ihtiyacına, Belediyenin ihtiyacına bırakılırdı. Bizim buradaki Davutpaşa kışlası aynı şekilde asker tarafından terk edildi. Kime kaldı? Belediye el koymadı. Belediye sahip çikmadi. Yıldız Teknik Üniversitesi geldi el koydu. Burası bizim olsun dedi oturdu o kaldı. Esenler’de karakol binası yoktur. İlkokul çocuklarinin okul yeri yoktur ama üniversite vardır. Esenler’de bir umumi tuvalet yoktur ama üniversite vardır. Böyle saçma şey olmaz. O halde Atışalan kışlası, aynı şekilde, orayı da Başakşehir’e vermişlerdir büyük ölçüde, oda öyle gitmiş. Otogar Esenler’indir.Esenler’in elinden alınmıştır.Esenler’in otogarının trilyonluk vergisi, Bayrampaşa’ya verilmiştir. Esenler’in bir kısmını Bağcılar almıştır. Gelir getiren İSTOÇ kısmını da Bağcılar almıştır. Bir kısmının Esenler’in bazı yerlerini Güngören almıştır. Böylece bu belediye zamanında Esenler’in toprakları da kaybolmuş, toprakları da elinden alınmış. Esenler’e yatırım yapacağız diye Başakşehir’e yapılmıştır. Bütün bu sorunlara karşi biz mücadele etmek üzere yola çiktik. Ne yapacağız peki. Şunu yapacağız. Önce Esenler’in kaybettiği haklarını alacağız. Topraklarını kurtaracağız. Üniversite ilçe dışına gitmelidir. Onu oradan uzaklaştıracağım. Üniversitelere sevgimiz saygımız sonsuzdur ama bizim ilkokul çocugumuza yerimiz yok. Belediye, hükümet, karakol binamız yok. Güvenliğimizi sağlayacak yerimiz yokken orada üniversite olmaz.
Üniversitenin zaten kendi binası var. Göndereceğiz. Oraya ne yapacağız? O geniş alanlara okullar, meslek okulları, karakol binası, kaymakamlık, benzeri böyle ihtiyaç binaları oralara serpiştirilecek. Atışalan kışlasını alacağız. Esenler Otogarı, orası Esenler’in yeri. Onunda mücadelesini vereceğiz. Orada trilyonluk vergi var. Emlak vergisi. O emlak vergisini Bayrampaşa alıp, kendi ilçesine harcıyor. Bu ilçenin hakkını öbür ilçeye verirseniz ne olur? Onların çocuklari 30 kişilik sınıflarda okuyor. Esenler halkının çocuklari 80 kişilik sınıflarda okuyor. Bu bir haksızlıktır. Bu haksızlığa engel olacağız. Biz Esenler Belediyesini alırsak önce bu kaybedilmiş haklarını yeniden alacağız. Ondan sonra Esenlerde Devlet Hastanesinin yapılması, karakolların yapılması, yollar, bahçeler, parklar benzeri bütün medeni ihtiyaçların en güzel şekilde yerine getireceğiz. İşte bunları başarabilmek için aday olduk.
Bu yok yok dediklerinizi gerçekleştirebilmek için esenlerde birde yer sıkıntısı var. Bunu nasıl aşacaksınız?
Yer sıkıntısı iki yolla hallolacak. Birincisi Davutpaşa Kışlası. Üniversitenin yeri alınacak. İkincisi ise burada bir metro bakım merkezi diye bir yer var. Esenler’in yarısını tutmuş. Kimin bu Büyükşehir’in. İlk buraya tramvay geldiğinde yapmışlar, kalmış. Hayır, artık gidecek metronun son durağı neresiyse oraya kardeşim burada işi yok, o zaman son durak burasıydı, buraya yapmışlardı Esenler’de bizim çocuklarimiz okul yeri yok. Burayı alacağız. Atışalanı kışlasında yerlerimiz var. Oraları alacağız. Böylece geniş yerlerimiz olacak. O yerlere yapılacak dediğim şeyler. Ondan sonra şehrin içinde de belli bir rahatlama meydana gelecek. Demek ki bu ihtiyaçlar karşilanmadan, yer sorunu halledilmeden hiçbir şey yapılamaz. Bir başka partide gelse, bir başka adayda gelse tuvalet yapacağı yer yoktur. İtfaiye binası yapacağı yer yoktur. Onun için sorun çok köklüdür. Çok zordur. Ama başaracağız.
Şuan ki Belediyenin bıraktığı 39 milyar’lık borca karşilık yapacaklarınız neler olacak? Büyük şehirden destek alabilecek misiniz?
Onlarında çaresi var. Otogar aşağı yukarı 10 seneden beri haksız olarak Esenler’in hakkı olan vergiyi oraya sağlıyor. Oralardan alacaklarımız var. Başakşehir 5 seneden beri Esenler’e ödemesi gereken emlak vergisini ödemiyor. Bunlar toplam 30-40 trilyon tutuyor. Onları alacağız. Esenler’e ödemesi gereken Başakşehir’in 14 binanın 14 bin dairenin ruhsat harcı borcu vardır. Onları alacağız. Böylece Esenler’in borçlarını da kapatacağız. Diğer taraftan da alacağımız yerlerden yeni imkânlar doğacak. Yani bütçemiz oralardan oluşacak. Birde bizim şöyle bir ideamız ve düşüncemiz var. Bir yer de deprem eyer olursa ya da sel olursa, afet olursa, orada o mahalli sorun olmaktan çikar konu. Devlet sorunudur. Esenler’in durumu bu durumdadır. 600 bin insan yaşiyor ama bütün medeni imkânlardan uzaktır.
“Büyükşehir’in yakasından tutacağız.”
İstanbul’un merkezi Aksaray’a 5 dakikalık
yakınlıktadır. İstanbul’un göbeğindedir. ayıptır
yahu. Bu derece yanlış,bu derece ihmal edilmiş olmak
mümkün değildir. Mesela Büyükşehir ne diyor. 317
trilyon Esenler’e yardım yaptım yatırım için. Tamam,
açacağız bakacağız neresine yaptı. Bunun içerisinde
belki 17 trilyon tutar. Bir yere otopark yaptı falan
diye. Onun dışında hiçbir şey yok. Büyükşehir’in
yakasından tutacağız. Şu 300 trilyonluk yatırımı
getir bakalım. Demek ki Esenler’in 317 trilyon
yatırıma ihtiyacı ve hakkı var. Bunu itiraf
ediyorsunuz.Göster nereye yaptın? Yok. O zaman biz
diyeceğiz ki Esenler şurasıdır. Başakşehir değildir.
Sen Esenler’e bu yatırımları yap diyeceğiz.
Esenler şehirleşip, medeniyetleşmesi, çagdas bir kent olması yerine köyleşmiştir. Bununda altında yatan şey, belediyenin kötü idaresi ve belediyenin bütçesinin çarçur edilmesidir.
Dikkatimi çekti sokaklarda meydanlarda sizin afiş ve sözleriniz yok neden acaba?
Hepsi var. Daha listeler yeni verildi.Zaten biz televizyon konuşmalarıyla işi götürüyoruz.Diğer adaylar pankart asa dursun. Şuan da 3 tane arabamız üzeri resimlerle falan donatılıyor. Bizimde pankartlarımız var hazırlandıkta yakında asarız. Listeler yeni verildi. Bir hazırlık dönemine ihtiyaç var. Hızlı şekilde giriyoruz önümüzdeki günlerde herkes görecektir,herkes tanıyacaktır.
Nasıl bir politika izleyeceksiniz halk nasıl karşıladı adaylığınızı?
Halkım son derece olumlu. Birde biz diğer partilerle kavga etmiyoruz. Hiçbir partiyi ağzımıza almıyoruz. Hiçbir aday şöyle iyidir, böyle kötüdür demiyoruz. Biz Esenler’in dertleriyle meşgulüz. Çare bulmaya uğraşiyoruz. Bunlara inananlar bize oy verirler. İnanmayanlar gitsin istediğine oy versin.
İslam’ın ön gördüğü yönetim ve siyaset şekli nasıldır?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti anayasasına göre, demokratik, laik, sosyal hukuk devletidir. Dolayısı ile din ile siyaseti ayrı olması esastır. Din işlerini, Diyanet İşleri Başkanlığı yönetmektedir. Biz burada olduğumuz süre içerisinde onların işine karışmayız.Ben orada hoca iken de buradakiler benim işime karışamazlardı. Şuan da biz sandalye değiştirdik. Din adamlığı sandalyesinden kalktık, siyasetçiler sandalyesi gurubuna geçtik. Onların işine karışmayız. Karışamayız doğru olmaz. Çünkü;diyelim ben biliyorum karışıyorum diğeri bilmez karışır. İmamda, müftüde kaymakamın işine karışamaz. Gazetecide mühendisin işine karışmamalı anlamaz. Dolayısıyla herkes kendi işine bakmalı birbirine karıştırılmamalıdır.
Şeffaf Belediyecilik nasıl olmalı,sağlayabilecek misiniz?
Bizim yönetim tarzımız öncelikle doğruluk, dürüstlük, hakkaniyet, hukuk, kanunlar dairesinde olacak. Zamanımızda bilmem duydunuz mu? İnternet diye bir alet bir olay çikmis. Siteler açıyorlar. Belki duymuşsunuzdur. Belediyenin sitesi vardır. Orada geliri, gideri, yapılanı, yapılmayanı herkesin gözünün önünde sereceğiz.
Belediye Meclisinin alınan kararları vardır. Orada yayınlanacak. Belediye meclisinin kararları, yapılan yatırımlar, yapılan masraflar, gelir gider sürekli her gün o işi bizim dışımızda olacak. Bir birim oluşturulacak. O birim siteyi ve kararları alıp sitede sürekli yayınlayacak. O siteyle ilgili memurlar, bir gazeteci gibi, belediye meclisi ve uygulamaları takip edecek, gazeteler nasıl yayınlıyorsa olayları, oradan belediyede ne oluyor ne bitiyor bizim dışımızda yayınlanacak sürekli. Sizde halkımızda oradan takip edebileceksiniz.
Sizinde Halk Meclisi kurma projeniz var mı?
Bizim şöyle bir şey var. Zaten bu noktada ilerden beri, çok önceleri Avrupa’da çok önceleri gerçekleştirilmiştir. Kent konseyleri var. Ya da halk meclisi adına ne derseniz deyin. Mahalle muhtarları, her mahalleden ayrıca halkın seçeceği bir takım 3-5 belli guruptaki insanlar. Dolayısıyla bunlar bir araya toplanacak. Onların aylık 15 günlük toplantıları olacak o toplantıda herkesin dertlerini, dileklerini dile getirecekler ve ortaya koyacaklar. O toplantılar Belediye Başkanı ve yardımcıları da bulunacaklar. Dolayısıyla Kent Konseyi, Halk Meclisi dediğimiz olay böylelikle gerçekleşecek. Orda da bir takım kararlar alınacak. Bizim burada bir farkımız var. Kent Konseyine halkta katılacak. Bir seçilmişler katılacak, birde sıradan vatandaş.Vatandaş gelip derdini söyleyecek,İzleyecek. Basın da izleyecek. Şeffaf yönetim budur işte! Çünkü bu gün Türkiye’nin en çok maruz kaldığı şey, içine düştüğü bela, yolsuzluk ve baskılar, saklı gizli iş çevirmeler.Onun için bunu kırmanın yolu şeffaflıktır. Açıklıktır. Kent Konseyi, Şehir Meclisi, Halk Meclisi dediğimiz şey, bizde de aynen vardır. Mahalle muhtarları ve mahallenin ileri gelenleriyle halkın katılımıyla gerçekleşecektir.
Seçim çalismalarinda maddi kaynağınız DSP mi yoksa siz mi karşilıyorsunuz bu harcamaları?
Bir kısmını DSP’den ve Belediye Meclisine seçilen üyelerden derleme. Kimseden toplu para almıyorum.O toplu para almalar tehlikelidir. Filan ağadan, filan beyden, filan zenginden toplu para alırsanız, yarın siz iktidara geldikten sonra gelir o paranın karşilığını isterler.
Örnek bir Belediye Başkanı size göre nasıl olmalıdır?
Bu saydığımız, her ilçenin kendine özgü dertleri, dilekleri vardır. Her ilin kendine özgü işleri vardır. Onları başaran, halkın ile içli dışlı olan, halkın arasında gezip dolaşabilen, halkın dertleriyle dertlenen, acısıyla acı duyan, sevinciyle sevinç duyan, halkını mutlu eden, hırsızlıkla, yolsuzluk, anormalliklere fırsat vermeyen bir insan doğru dürüst belediye başkanıdır.