
Çetin Soysal:“İstanbul’da
şuan ki yönetim İstanbul’a
ihanet ediyor.”
İstanbul CHP Milletvekili ve TMMM İnsan
hakları inceleme komisyonu üyesi,Sayın,Çetin
Soysal’a
önümüzdeki yerel seçimleri,açılım üzerine açılım
yapan CHP’yi
ve Davos hakkındaki düşüncelerini sorduk.
Sayın Kılıçdaroğlu’nun
İstanbul adaylığını nasıl görüyorsunuz?
İstanbul eşi bulunamayacak bir şehirdir.Fakat İstanbul’da uygulanan yönetim İstanbul’a hakaret edildiğini gösterir.İstanbul Büyükşehir belediye diye bir spor takımı olduğunu biliyoruz.Belediye bu ve bunun gibi kuruluşlara ödenekte bulunmakla beraber herhangi bir spor kuruluşunun yandaşi olmuş durumundadır.Buraya yatıracağı harcamaları daha farklı ve çesitli spor dallarına alt yapı ve olanak olarak harcasa daha verimli olacaktır.İstanbul’un çalisma ve denetim açısından Sayın Kılıçdaroğlu’na ihtiyacı var ve bununda gerçekleşeceğine inanıyorum.
“İstanbul’u dinle gözlerin açık o zaman gör ki İstanbul ne hale gelmiş.”
İstanbul’da bana göre belediyelerin İstanbul’a uygun ve yakışan bir davranış içersinde yönetildiğini düşünmüyorum.Çünkü İstanbul’a şöyle bir bakıldığında tarihsel geçmişi olan,tarihi kültürel mirası olan binlerce yıllık bir kültürü barındıran bir yeri konuşuyoruz.Yani 2 metre kazıldığında Osmanlıyı 4 metre kazıldığında Bizans’ı 6 metre kazıldığında Roma’yı görebileceğimiz bir kenti konuşuyoruz.Nitekim 9 metrede 8bin yıl evvelini yakalamak mümkün.Fakat İstanbul’un bu kültürel birikimini yeterince dünyaya tanıtabilmiş değiliz.İstanbul bir dünya kentidir,bir metropol’dür,içinden denizin geçtiği tek kent tir..Bana göre İstanbul’da şuan ki yönetim İstanbul’a ihanet ediyor.Orhan Veli’nin dediği İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı,Hayır İstanbul’u dinle gözlerin açık o zaman gör ki İstanbul ne hale gelmiş.
“Melih gökçek,Ankara’da ömrünü tamamladı.”
Ankara’da ise Melih gökçek artık ömrünü tamamladı.Yaptığı son çalismalarda da zaten her şeyi birbirine karıştırdı.Örnegin;Kızılırmak’ı Ankara’ya içme suyu olarak sunmaya çalisti daha sonra ise vazgeçti.Kızılırmak suyu kullanılsaydı bu ırmak boyunca tarım bölgeleri zamanla kaybolacaktı.Tartışılacak çok konu var ama ben Ankara’da bu sefer Melih gökçeğin seçileceğini sanmıyorum.MHP adayı Mansur Yavaş’ın ise bu konuda hiç şansı olmayacağı düşüncesindeyim.
Şeffaf belediyecilik bir an önce faaliyete geçmelidir!
Yerel yönetimlerle ilgili her gün yolsuzluklar duyuyoruz.Yerel yönetim anlayışı ciddi anlamda değişikliğe uğramalıdır.Yerel yönetimleri daha şeffaf daha saydam hale getirecek yasal düzenlemelerin yapılması gerekir.Yani yerel yönetimler denetlenebilir olmalıdır.Halkın oylarıyla gelenler belediyeleri yönetirken babasının çiftligini yönetir gibi davranamaz.Öncelikle şeffaf belediyecilik sağlanmalıdır. Halka yönetimde yer verebilen.Örnegin;üçüncü köprüyü konuşuyorsak,halkın bu konuda ne düşündüğünü ve bunla ilgili tartışmalar yaparak bir kişinin kafasında oluşan projenin önüne geçilmelidir.Ya da birtakım viyadükler yapılacaksa bu viyadüklerin buraya uygunluk derecesini tartışmaya açmak lazım.Yerel yönetimlerde halkın desteğini sadece slogan olarak değil,bunu bizzat işin içine sokarak yapmak gerekir.Belediyelerin şirketleri var bu şirketler hiçbir şekilde denetlenemiyor.denetlenemeyen halkın yerel yönetimin şirketi olabilir mi?Halk bunu bilmeli.Örnegin;belediyelerin yapmış oldukları ciroları,bilançolarını,borç alacak ilişkilerini halk bilmek ister.Kamunun ve kentte yaşayan herkesin ortak malıdır.Bunla ilgili karar verirken bana sana ona sormadan karar veremez.Onun için şeffaf belediyecilik bir an önce faaliyete geçmelidir.Yoksa yolsuzluk söylentilerinin önüne geçilemez.O zaman da kent bir karmaşa içersine giriyor açgözlü işadamı haramzade bürokrat,namussuz siyasetçi üçgeni içersinde tıkanılıp kalınıyor.
“Sosyal Devlet balık veren değil,balık tutmayı ögreten olmalıdır.”
AKP Sosyal devlet’in gereği bir sadaka kültürü oluşmuştur.Sosyal devlet,sadaka veren değil insanı insanca yaşayabilen bir toplum haline getirmektir.Toplumsal düzeni organize eden bir yapıdır.Günlük,anlık saatlik ihtiyaçları karşilayan değil kalıcı olarak insanca hakça yaşamayı ögreten balık veren değil balık tutmayı ögreten olmalıdır.Sosyal devlet ilkesi budur.Emeklilik yaşinı 65 e çikaracaksin emeklinin canını okuyacaksın,dul yetimin canını okuyacaksın,işsizlik alabildiğine gelişecek insanlar açlık sefalet yokluk çekecek o yokluğun sefaletin gereği olarak onlara günlük yardımlar yapacaksın.Böyle olmaz.Siyaset bir çözümdür.Demokrasilerde parlamentolar vardır.Yerel yönetimler vardır.Bir yerde sorun varsa bunu siyaset çözecektir.İnsanların daha rahat yaşayabilecekleri düzenlemeleri yine siyaset yapacaktır.Sokaklarda tinerci bir çocuk varsa siyasetçi bu benim sorunum değil diyemez o sorunu çözmekle ilgili projesini ortaya koyacak.Kömür,beyaz eşya v.s dağıtmak çözüm olamaz.Seçimle ilgili bir yere gidildiğinde bize ne getirdin sorusu ile karşilaşilıyor.Ben sana yarınlarla ilgili mutluluk getirmeye çalisiyorum ben senin toplumsal düzenlemenin senin lehine düzelmeye yaracak düzenlemeleri yapacağım dediğin zaman bu onları mutlu etmiyor.Çünkü,sadaka kültürüne alıştırılmış bir milletimiz var.Bu doku seçmenin yapısını etkilediği için sonuç olarak birtakım olumsuzluklarla karşilaşabiliyoruz.Ne yazık ki kale diye baktığımız yerlerde de bunlar egemendir.Yani günlük anlık olarak yapılan yardımlar devletin kasasından yapılmakta,ramazan çadiri kuruluyor,karşi değilim ama acaba garip gureba’nın açlığını saplamak için mi yapılıyor?O halde neden babasının cebinden harcar gibi,boy boy resimlerini yazılarını koyuyorlar böyle iş olur mu?Biliyor musunuz seçimlerde sizin bana oyunuzu vermeniz için bir bardak çay bile ikram etmemin1 ila 3 yıl hapis cezası vardır fakat hiçbir zamanda işlememiştir.
CHP‘nin kuran açılımını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Açıkçası bunlar açılım değildir.Kuranla ilgili anayasamızda da belirtilmiş sadece gerek varsa açılabilir.Yani demek istediğim gerek olduğu belirtildiğinde bunu her belediye yapmak zorundadır.Çarsaf konusuna gelince çarsaf giyerek kendini dış dünyadan koparmış vatandaşlarımızı dışlayamayız biz kimsenin değil herkesin partisiyiz.
“Davos’ta yaşanan olaylar tamamen seçim yatırımıdır fakat sayın,Başbakanımızın oradaki tavrını da sonuna kadar destekliyorum.”
Orada yaşanan olaylar tamamen düzmece olup seçim yatırımı konumundadır.Yalnız belirtmek istiyorum Peres’in Sayın Başbakanımıza karşi gerçekleşen hal ve hareketlerini doğru bulmuyorum.Burada TC Başbakanına hakaret olup kabul edilemez olduğunu ve Sayın,Başbakanımızın salonu terk etmesini de sonuna kadar destekliyorum.Orada en doğru olanı yapmıştır.
“Arabulucu olarak gidip Hamas’ı savundu.”
Yalnız,belirtmek istiyorum Başbakanımız oraya arabulucu olarak gitmiştir fakat Arap ülkelerinin terör örgütü olarak kabul gördüğü Hamas’ı savunmuştur.Sayın Başbakan’ın sadece Gazze’deki değil Irakta yada başka yerlerde yaşanan vahşetlerde de bu duyarlılığını göstermesi gerekirdi.
: ÇETİN SOYSAL